Küçük yaşlarda konservatuar eğitimine başlamak için ailesinden ayrılıp Ankara'ya yerleşen sanatçının, bu şehirle kurduğu duygusal bağ ve sinema kariyeri üzerine önemli açıklamalarda bulunduğu öğrenildi.

Ankara, Benim İkinci Şehrim

Sanatçı, Ankara'nın kendisi için özel bir anlam taşıdığını belirtti. Eğitim hayatının büyük bölümünü burada geçirdiğini vurgulayan sanatçı, İstanbul'un doğup büyüdüğü yer olduğunu; ancak Ankara'nın da hatıralarının şekillendiği ve meslek hayatına ilk adımlarını attığı şehir olduğunu ifade etti. Her gelişinde çocukluk anılarının zihninde canlandığını dile getiren sanatçı, buraya ayak basmanın kendisine büyük bir coşku verdiğini aktardı.

Sanatın Aşk ve Tutku ile Yapılması Gerektiği Vurgusu

Sanatçı, sinema kariyeri ile ilgili soruları yanıtladı ve babasının ona 'ne yaparsan yap aşkla, tutkuyla yap' şeklindeki tavsiyesinin kendisi için yol gösterici olduğunu belirtti. Halkın sevgisini kazanmanın önemini vurgulayan sanatçı, canlandırdığı karakterin gerçekliğini en önemli hedef olarak gördüğünü belirtti. İzleyicilerin kendisini değil, oyunculuğunu takdir etmelerinin kendisini rahatsız ettiğini ifade etti.

Karakterine Bütünsel Bir Şekilde Yaklaşmak

Sanatçı, 'Susuz Yaz' filminde Metin Erksan’ın yönlendirmesiyle bir köylü kızı gibi yaşamayı öğrendiğini aktardı. Bu süreçte köylülerle birlikte çalışarak onların günlük yaşamlarını deneyimlediğini belirten sanatçı, bu deneyimin onun için büyük bir öğrenme fırsatı sunduğunu dile getirdi. Karakterine bütünsel bir yaklaşımın önemli olduğunu vurgulayan sanatçı, bu süreçte kendisini köylülerden biri gibi hissetmesinin, kamera karşısında kendini ifade etmesine büyük katkı sağladığını ifade etti.